Zamanın Ruhu

SUNUŞ

Bittiği vakit çok güzeldi diyebileceği bir hikâyesi olmalı insanın. Toprağın derinliklerine kök salıp koku veren çiçek gibi Mavi Marmara da kalbimizin, hayatımızın derinliklerine kök saldı.

Hikâyenin en başına dönecek olursak içimize demir atmış, uzaklara, en uzaklara seyahat eden bir gemi vardı. Sonrası asırların içimizdeki çarpıntısı, atmayan kalbimiz Kudüs… İzinde saklı kaldığımız kimliğimiz.

Hayat en güçlü yerlerinden kırılır bazen. Fakat dostlarla yapılacak yolculuğa inanınca kırılmanın, dökülmenin ve hatta parçalanmanın da hiçbir şeyde olmayan kendine özgü bir tadı var.

Bir yetim selamı, taze deniz kokusu ve yakıcı bir sabah güneşi…

Mavi Marmara bunların hepsiydi.

Aslına bakarsanız Mavi Marmara martılara simit atılmayacak bir gemi de değildi hani, martılar için -onlar denizin sokak çocuklarıdır- diyordu şair. Martılar ki Rasulullah’la aramızdaki irtibat hattıydı.

Bir gemi vardı, zulmün gurbetine, bizim içimize seyahat eden. Ve Fettah ismi şerefine asrın kalbini fethe çıkmış gemi.

Hayat her yanıyla bizden, her yanıyla deniz.

Zamanın ruhuna dokundu o gemi

Dokuz şehidin her biri bir yağmur damlasıydı, ciğerimize sızan.

Bu hikâye yerin ve göğün buluşmasının bitmeyene ve bitmeyecek olanın hikâyesidir.

Her gece kafanızı gökyüzüne kaldırdığınızda bu hikâyeden pasajlar okuyacaksınız.

Yıldızlara bakmanız yeterli.

Çünkü bu, yerin ve göğün ve hepimizin hikâyesi.

Kır Zincirlerini Mavi Marmara, yalnızca dümeninde şehitlerin bulunduğu ve rotası özgürlük olan bir geminin hikâyesini anlatmıyor; aynı zamanda bu karanlık ve kirli çağda pusulamız olacak şanlı şahitlerin varlığını hatırlatıyor. Bu da yarına olan inancımızı daha da kuvvetlendiriyor.

Dilek Yaraş’ın titiz bir çalışma ve yoğun bir gayret sonucunda kaleme aldığı bu eser, tarihin kırılma noktalarından birinde duran ve insanlığın yeni rotasını çizen kahramanlarımızın hikâyesini anlatıyor. Asırlar sonra bize, başkaları için canını verebilme şerefini bahşeden hakiki kahramanlarımızın hayatlarına dokunabilme ve onları yakından tanıyabilme imkânı sunuyor. Bundan önceki hiçbir çalışma bize, şanlı şahitlerimizi bu kadar yakından tanıma imkânı vermemişti. Onları tanımak, kendimizi tanımak, tarihimizi hatırlamak ve onurlu bir geleceğin inşaasına başlamak demek.

Zamanın ruhuna dokunmuştu o gemi

Dilek Yaraş da zamanın ruhuna dokunuyor.

Mavi Marmara yerin ve göğün buluşmasının bitmeyen ve bitmeyecek olanın hikâyesi.

Her gece kafanızı gökyüzüne kaldırdığınızda o hikâyeden pasajlar okuyacaksınız.

Kır Zincirlerini Mavi Marmara’yla yıldızlara bakmanız yeterli. / EBUBEKİR KURBAN