Bölüm

Dilek Yaraş, tarihe not düştü!

GÜLENAY PINARBAŞI: Sıkıntılı ve kasvetli bir haziran akşamı(31 mayıs) yola çıktı bir gemi. Birçok kişi online olarak gördük ki o gece uyuyamamıştı. Gecenin karanlığından buram buram bela yağıyor gibiydi… Arkadaşlarımızla gece boyunca mesajlaştık. Hepimizin yüreği ağzında kulağı Akdeniz’den gelecek bir sesteydi.

Ebubekir Kurban’ın dediği gibi martılara simit atmak için çıkmadıklarını biliyorduk. Kiminle dans ettiklerinin de farkındaydık. Kimi onları özgürlük savaşçısı kimi sevgi kelebeği kimi de maceraperest ilan etmişti. Birçokları niyetlerini sorgulamasa dahi fotoğrafı tam göremediklerinden dem vuruyorlardı.

Sabaha karşı kara haber geldi. Olaylar, tartışmalar, şoklar, bana göre bu da bir çeşit 11 eylüldü. Görüntüler travmatikti. 9 tane insanımız katledilmişti.

Tartışmalar uzadı, nerdeyse ölenler suçlu ilan edilecek noktaya geldi kimi çevrelerce. Birkaç hafta televizyonlarda, internet medyasında yer aldı. Tartışıldı, haber oldu. Hayatın hızlı akışına kapılan Mavi Marmara mahkeme kapılarına sürüklendi. Oradaki canlar toprak oldu. Bu hızlı akışta biri çıktı cesur bir kadın ve dedi ki “ne oluyor bir dakika, bu böyle üç-beş sivil toplumcunun gemiye atlayıp İsrail’e gittikleri ve bir şeyler yaşandı ve geçti denilecek cinsten bir şey değil, buradakiler birer insan, aileleri var, hayalleri vaı, sezgileri var, öngörüleri var. Bunlar ortaya konmalı

Dilek Yaraş kitabı yazış niyetini bu cümlelerle ifade etmese de, kitabın ortaya konuşu böyle bir fikrin ürünü diyebiliriz. Kır Zincirlerini Mavi Marmara, adeta cangılda sürüklenen insanlığın içinde bir direk oldu. O direğe bayrağı diken gemide hayatını kaybedenler başta o gemiye binenler oldu. O gemiye binenlerin bir anlık fevri kararla gitmemişti, onları oraya götüren bir süreç vardı, bunu televizyondan, gazeteden kuru bir biyografi ile bilmek mümkün değil. Kahramanların, hayatlarını ailelerinin anlatımları ile öğrenmek biraz acıtıcı tabii ama aynı zamanda onların ruhlarına saygı.

Dilek Yaraş kullandığı başlıklarla her bir şehidin dünyasını özenle yansıtmış.

Örneğin Çetin Topçuoğlu şöyle sunulmuş: “Dünya şampiyonluğundan ahiret şampiyonluğuna” Evlatlarının resimlerine bakamadım desem mübalağa etmemiş olurum. Süreç böyle ilerledikçe yüzlerine bakamayacağız.

Dilek Yaraş’ı bu bakımdan da kutluyorum. O insanların yüzüne bakabilmek, dinlemek, ellerini tutmak onlara güç vermek başka bir iradenin tezahürü.

Kadın Haberleri

0 Yorum ↓

Yorum Yok

Yorum Yazın