Bölüm

Erdemliler ittifakıyla daha güzel bir dünya

Artık uluslararası hukuğu dayatmanın zamanıdır,
artık adaleti tesis etmenin zamanıdır
Artık İsrail’e brışı dayatmanın zamanı geldi de geçiyor bile.”
Thomas Sommer- Houdeville

Nuhun Gemisi… Mavi Marmara… Gazze’ye Özgürlük Filosu…

Adına ne derseniz deyin, bu hareket bütün dünyanın vicdanlı, iyi ve cesur insanlarının dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı olmadan, safını zalim yönetimlere karşı mazlumların yanında olarak belirlemiş insanların birleştiği bir “Erdemliler İttifakı” dır.

Filoya Sophia gemisiyle katılan Thomas Sommer, ‘Gazze Filosu-Uluslararası Dayanışma ve Devlet Korsanlığı’ isimli kitabında şu cümlelerle anlatıyor bu ittifakı:

Bu filo hikâyesi farklı kültürel ve siyâsî eğilimlere rağmen, birlikte çalışabileceğimizi ve mücadele edebileceğimizi gösterdi. Olanlar gayet önemli ve ayrıca meşhur medeniyetler çatışmasına da bir cevap niteliği taşıyor. Müslümanların, ateistlerin, Hıristiyanların, Yahudilerin, dünya sosyal hareketi temsilcilerinin, politikacıların, hayırseverlerin, dincilerin, laiklerin bütün farklılık ve uyuşmazlıklarına rağmen ezilen bir halkın haklı davasını savunmak için bir araya gelebileceklerini gösterdik. Bizi hayli hayli aşan bir dava…

Artık uluslararası hukuku dayatmanın zamanıdır, artık adaleti tesis etmenin zamanıdır. Artık İsrail’e barışı dayatmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Filistin’de olanların artık dünya çapında yansımaları var. Bugün bizim dayanışma hareketiyle tesis etmeye çalıştığımız şey, yeni bir uluslararasıcılığın kâğıt üstünde tanımlanmasıdır. Bu çatışmayı dar bir etnik ya da dini çerçeveye sokmak isteyenler ile bizi ‘medeniyetler çatışmasına’ hapsetmek isteyenler, hepimizi tehlikeli bir çıkmaza sürüklüyorlar.

Bu çatışma hiçbir zaman bir medeniyetler savaşı olmadı ve olmayacak. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler arasında, Doğu’yla Batı arasında yaşanan kanlı bir çatışma değil bu. Sömürgeci bir devletle özgürleşme mücadelesi veren bir halkın çatışması söz konusu. Bu nedenle Filistin halkı ve İsrail devleti, Apartheid’e karşı uluslar arası mücadelenin güç kazandığı 1980’li yıllarda olduğu gibi, baskı ve direnişin evrensel simgeleri haline gelmektedir. Tibet’te, Mindanao’da, Sudan’da, Kaşmir’de, Kongo’da, Fransa’da bile baskı var. Ama bugün bu savaş bunların hepsini gözümüze sokuyor. Samah Sabawi’nin yazdığı gibi: “Filistin bir savaş değil, ezilenin ezene karşı nasıl ayaklandığını tekrar ve tekrar gösteren bir insanlık tarihidir.” Thomas Sommer- Houdeville

İsrailli gazeteci ve barış eylemcisi Michael Warschawski de (adı geçen kitapta) Özgürlük Filosu’nun amacını en güzel anlatanlardan biri:

Özgürlük Filosu’nun derdi, Gazze’deki insanların özgürlüğünden ibaret değil. Dün Filistin halkına, bugün Fransa’daki Romanlara karşı kullanılan ve yarın da şiddete, adaletsizliğe ve güçlü olanın hukukuna başkaldıran herkese karşı kullanılacak yeni baskı ve tahakküm araçlarını denemek için İsrail devletini kullanan dünya düzeni karşsında, Özgürlük Filosu, Helsinki’den Johannesburg’a herkesin ve hepimizin özgürlük bayrağını taşıyacak.’’ Michael Warschawski

Benim gibi birçok insan için Özgürlük Filosu’nun anlamı, Mavi Marmara trajedisi vesilesiyle yeryüzündeki bütün katliamları ve zulmü protesto etmekti. Gemi azıya alan İsrail’e sıradan, basit bir insan olarak “Senden de zulmünden de korkmuyoruz.” diyenlerden olabilmek ve “Öldürerek, yok ederek, korkutarak, tehditler savurarak dünyayı kontrolüne alamazsın, böyle gidersen gün gelir akıttığın kanlarda boğulursun.” mesajını verebilmekti.

Ve inanıyorum ki ikinci bir Mavi Marmara olayı yaşasaydık bile bu, onun ardından gelecek üçüncü filonun katılımcılarını çoğaltmaya yarardı. Bazen, “Dünyanın herhangi bir yerinde zulüm olduğunda milyonlarca insan zalimlerin karşısına dikilse o zulme bir son verilemez mi?” diye naif hayallere kapılıyorum…

Düşünsenize, dünyanın bütün limanlarından binlerce gemiyle çıkılsaydı bu yola ve o gemilerin içindeki yüz binlerce insan dünyanın tüm zalimlerine “Yeter artık, bırakın insanlara kıymayı, savaşlardan zulümlerden bıktık!’’ mesajı verseydi bir şeyler değişmez miydi bu gezegende?

İnsanlığın bilinci, felaketlere, zulme doymuş ve hatta dibe vurmuş durumda çoktandır. Sıranın artık çok güçlü bir sıçramaya geldiğine inanıyorum. İsveç’te yaşayan İsrailli Dror Feiler’in, Gazze yoluna çıkmadan önce, “Sizi durdurursak ne yapacaksınız?” diye soran İsrailli yetkililere verdiği yanıt, makro bilinçte oluşmakta olan sıçramanın mikrodaki çığlığıydı adeta:

“Daha fazla gemiyle yine geleceğiz… Yine durdurursanız da; daha da fazla gemiyle gene geleceğiz!”

İnsanın özündeki iyilik bilincinin temsilcisi Mavi Marmara yolcularından birçoğuyla konuştum, konuşamadıklarımın düşüncelerini ise kitaplardan, gazete ve dergilerden okudum1¹.

Hepsi ortak bir niyette buluşuyordu: Tüm Dünya’nın gözü önünde işlenen apaçık zulmü durdurmak ve Gazze’deki çaresiz insanlara faydalı olabilmek.

Nasıl ki güneş balçıkla sıvanamazsa bu evrensel vicdan filosunun temsil ettiği bilinç de hiçbir siyâsî oyunla, hiçbir kâr-zarar hesabıyla kirletilemez.

  1. İHH’nın yayınladığı “Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu” kitabındaki dünyanın dört bir yanından gelen 35 “Özgür Gazze Filosu” yolcusuyla yapılan kapsamlı söyleşiler de resmin bütününü görmeye büyük bir katkıda bulunuyor.

0 Yorum ↓

Yorum Yok

Yorum Yazın